Denizli'nin geçmişine tanıklık eden yapıları restore ederek yok olmaktan kurtaran Denizli Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB), bu kez Selçuklu döneminden kalma tarihi Hüsamettin Gazi Bey Türbesini restore etti. Denizli merkez ve ilçelerde yer alan tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmalarını sürdüren Denizli Büyükşehir Belediyesi, Baklan İlçesi’nde bulunan Selçuklu’nun uçbeylerinden olan Hüsamettin Gazi Bey Türbesi’ni aslına uygun şekilde restore ederek Denizli kültürel mirasına yeniden kazandırdı. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Hüsamettin Gazi Bey Türbesi’nin, gelecek nesillere aktarabilmenin önemli bir sorumluluk olduğunu ve kent kimliğine kazandırılmasından dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti. Başkan Osman Zolan, “Denizlimizin tarihinde önemli bir yeri olan Hüsamettin Gazi’nin ebedi istirahatgahını aslına uygun şekilde restore ederek, yarınlarımıza aktarmak istedik. Bu topraklar için can veren, kanını döken ve taş üstüne taş koyan herkesten Allah razı olsun” diye konuştu.
 
Hüsamettin Gazi Bey kimdir?
 
Bizans İmparatorluğu’nun Menderes Vadisi’ndeki şehirlerin tamamını tahrip etmesi, Burdur-Gölhisar taraflarına gelmesi üzerine Selçuklu Sultanı, Hüsamettin Gazi Bey ve Osman Bey'i (Yatağan Baba) görevlendirmiştir. Hüsamettin Gazi Bey ve Yatağan Baba, Bizanslılarla mücadele etmişler ve yenilgiye uğratmışlardır. Hüsamettin Gazi Bey, daha sonra Çal-Baklan bölgesine gelmiş, Beşparmak Dağı'nın etekleriyle Baklan Ovasını, kuvvetleriyle birlikte sarmış ve Menderes Havzasını düşmandan temizlemiştir. Bölgenin Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli bir yeri bulunan Hüsamettin Gazi Bey, 1252 yılında Bizanslılarla çarpışırken şehit düşerek, türbesinin bulunduğu alana defnedilmiştir.
 
Hüsamettin Gazi Bey Türbesi
 
Denizli’deki sayılı anıtsal yapılardan biri olan türbe, kare planlı, kübik gövdelidir. Kurşunla kaplanmış olan kubbesi, sekizgen bir kasnak üzerine pahlanarak oturtulmuştur. Kubbenin üzerinde âlem bulunmaktadır. Tescilli yapının Selçuklu türbe ve han yapılarında görülen taç kapılara benzer anıtsal bir girişi vardır. Yapı, 16. yüzyıla ait bir eser olsa da giriş kapısı mimari yönden anıtsal taç kapılara benzediği için Selçuklu dönemini işaret ettiği ve farklı plan tipi, kaliteli malzeme işçiliğiyle Denizli’deki diğer türbelerden ayırt edildiği ifade edilmektedir.