Süt dişlerinin bebeklerde altı aylıkken çıkmaya başladığını ve 3 yaşına kadar süt dişlerin tamamlandığını söyleyen Dt. Sevtap Akdemir; “ Süt dişleri normal dişlere oranla daha kolay ve hızlı çürürler. Çünkü çocuklar soğuk sıcak hassasiyeti, hafif ağrı gibi sinyalleri fark edemezler. Ancak dayanılmayacak kadar ağrı olduğunda fark ederler ki çok geç kalınmış olabilir. Özellikle yatmadan önce biberonla verilen süt ağız içinde birikerek biberon çürüğü denilen çürüklere sebep olur. Emzik yada biberonu şeker, reçel vb. gıdalarla vermek, biberondaki süte bal, pekmez gibi gıdalar koymak, çikolata, cips gibi gıdaların fazla tüketilmesi ve ağızda gıda bekletmek çürüğe sebep olur. Süt dişlerinin kaybedilmesi çocuğun düzgün beslenmesini ve konuşmasını engeller. Süt dişleri kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korur ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapar. Süt dişleri erken çekildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkar” dedi.
 
Tedavi edilmeyen süt dişi çürüklerinin çocukta çiğneme bozukluğu, ağızda kötü koku ve estetik açısından kötü görüntüye yol açtığını belirten Dt Sevtap Akdemir çocukluk döneminde tedavi edilmeyen diş çürüklerinin ilerde diş çarpıklığı, çene yapısında bozukluk, romatizmal ve kalp rahatsızlıklarına yol açabileceğini söyledi ve şöyle devam etti: “ Çocuğunuza diş fırçalama alışkanlığını kazandırmak onun sağlığı için yapacağımız önemli bir yatırımdır. İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla sabah-akşam beslenme sonrası ıslak bir bez yardımıyla dişler silinerek temizlenmelidir. 2 yaşındaki bir çocuk normal tüm gıdaları yiyebilir. Bu dönemde diş fırçalamaya başlanmalıdır. 3 yaşında diş fırçalama alışkanlığı rutine bağlanmalıdır. Diş çürüğü genellikle gece yatarken oluşur. Her yemekten sonra ve özellikle yatmadan önce dişler fırçalanmalıdır. Sonuçta çocuklardaki diş çürükleri ile yaşanan problemlerde ebeveynler kendilerini sorgulamalıdır. Küçük yaşta diş fırçalama alışkanlığı verilmelidir. Diş hekimleri çocuklara ceza veren kişi olarak değil onlara yardımcı olmak isteyen insanlar olarak anlatılmalıdır. Çocuklar hekimlerine güvenmeli, inanmalıdır ki tedavi yapılmasına izin vermelidir’ dedi.