Sağlık:
banner175
Hava kirliliği trafik kazalarından daha fazla insan öldürüyor
Kış mevsimi, soğuk hava ve hava kirliliği sorununu beraberinde getiriyor. Isınma amaçlı düşük kalorili ve kükürt oranı yüksek kömürlerin kullanılması ve yanlış yakma tekniklerinden dolayı hava kirliliğinin arttığına dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, hava kirliliğinin ciddi hastalıklara yol açabileceğini söyledi.
 
Hava kirliliğinin alt solunum yolu enfeksiyonu, KOAH, astım, kalp hastalığı ve akciğer kanserine kadar pek çok hastalığa sebep olabileceğini ifade eden Uz. Dr. Ferit Özen şunları söyledi: “Bugün konumuz hava kirliliğinin sağlıkta olan önemi. Hava kirliliği şu an Dünyada çok ciddi bir sorun. Çünkü söyleyeceğim rakamlar size çok ilginç gelebilir. Bugün Dünyada her gün yaklaşık 20 bin kişi hava kirliliğinden hayatını kaybetmekte. Bunlara daha çok trafik kirliği, kullanılan santraller, çöl tozları, yakıtlar sebep olmakta, ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 28 bin kişi hava kirliliğinden hayatını kaybetmekte. Bunu şöyle örneklersek daha doğru konunun ciddiyeti anlaşılır; Türkiye’de yılda yaklaşık 4 bin kişi trafik kazasından hayatını kaybetmekte, 28 bin kişi ise hava kirliliğinden. Yani hava kirliliği, trafik kazalarından 7 kat fazla ölüme neden olmaktadır. Bu da hava kirliliğinin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir. Bu oranın çok fazla olması; biz Göğüs Hastalıkları Uzmanları açısından hava kirliliğinin ‘görünmeyen canavar’ adı altında lanse edilmesine sebep olmuştur. Ev içinde kullanılan katı yakıtların, Türkiye’de bazı yerlerde kullanılma oranı ortalaması %57’ dir. Hatta bazı yörelerde %70’ e çıkmaktadır. İşte bu ev içinde kullanılan katı yakıt, tezek, bitki kökleri, ev içi kirliliği diye bir kavramda oluşturmaktadır. Ev içi kirliliği olan yerlerde; çocuklarda ve annelerde özellikle alt solunum yolu enfeksiyonu, KOAH, astım ve akciğer hastalıkları, diğer kişilere göre çok daha fazla görülmektedir. Hatta yapılan bir araştırmada, iki grup ele alınmış. Bir grupta; ev içinde katı yakıt kullanılan, diğer grupta ise kullanılmayan kişiler değerlendirilmiş. Bunların ileri ki yaşantılarında bakıldığında katı yakıt kullanılan grubun, kullanılmayan gruba göre ciddi oranda akciğer hastalıkları ve alt solunum yolu enfeksiyonlarına maruz kaldıkları görülmektedir. O yüzden evde katı yakıt kullanmak ciddi bir sorundur” dedi.
 
Dış ortam hava kirliliğinin en önemli göstergesinin partikül maddeler olduğunu dile getiren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, havadaki partikül maddenin insan sağlığını etkileyen en önemli kirleticilerden biri olduğunu söyledi. Özen: “Havada bulunan bu partikül maddelerin, büyüklüğü bizim için önem arz etmektedir. 2,5 mikron olan hava kirliliğinde ki partikül maddeler, alt solunum yollarının ta uç noktalarına kadar ilerlemektedir. Ve bunlar oradan kana karışırak, kalp hastalıklarına ve akciğer kanserine sebebiyet vermektedir. 10 mikron civarında görülen partikül maddeler ise daha büyük hava solunum yollarında yerleşmekte ve bunlar KOAH dediğimiz Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı, yine Astım ve solunum yollarında ki geri dönmeyen bazı hasarlara sebebiyet vermektedir. Ve akciğer hastalıklarını özellikle ciddi bir şekilde arttırmaktadır” diye konuştu.
 
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, 20-30 yıllık binaların yıkılması ile ortaya çıkan asbest maddesine de dikkat çekerek şöyle konuştu; “Özellikle İstanbul gibi büyük metropol şehirlerimizde, kentsel dönüşümden dolayı yıkılan 20-30 yıllık yada daha eski binalar var. Bu binaların yıkılması ile kanserojen bir madde olan asbest isimli madde ortaya çıkmakta. Binaların yapıldığı yıllarda asbestin bu kadar tehlikeli olduğu bilinmiyordu ve çok kullanılıyordu. Özellikle binalarda izolasyon maddelerinde kullanılıyordu. Ancak günümüzde artık biz hekimler biliyoruz ki yıkılan bu binalardan çıkan asbestin yaptığı hasarlarla akciğer zarı ve akciğer kanserleri sıklığında ciddi bir artış olmaktadır ve gelecekte de olacaktır. Bu konu üzerinde yetkililerimizin durmasında fayda vardır” dedi.
 
Hava Kirliliğinin Yüksek Olduğu Günlerde Çocuk ve Yaşlılar Dışarı Çıkmamalıdır
Son olarak ‘hava kirliliğinden nasıl korunabiliriz’ konusuna değinen Özen, hava kirliliğinden korunmak için şunlara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi; Özellikle termik santrallerden vazgeçilmesi önemli bir sorundur. Yenilenebilir enerji dediğimiz rüzgar ve güneş enerjisinden faydalanmaya çalışmalıyız ki, bu hava kirliliğini azaltalım. Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması sağlanmalı, ayrıca sanayi kuruluşları yer seçimi düzenli yapılmalıdır. Toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı, bütün bu etkenlerin yanında atıkların uygun olmayan tesislerde yakılarak bertaraf edilmesinin önlenmesi, sanayi tesisi yer seçiminin yerleşim alanları dışında ve hakim rüzgarlar dikkate alınarak, yapılması, imar planlarında bu alanların çevresinde yapılanmaları önlenmeli ve araçların egzoz emisyon ölçümlerinin periyodik olarak yapılması sağlanmalı, bununla birlikte alternatif enerji kullanan motorlu taşıtlar geliştirilmeli ve özendirilmelidir. Bir de hepimizin bildiği klasik bir cümle; Hava kirliliğinin fazla olduğu günlerde özellikle astım hastalarımızın, KOAH hastalarımızın, kalp hastalarımızın, klasik akciğer hastalarımızın ve yine çocuklar ve yaşlıların dışarı çıkmamasını öneriyoruz. Mümkün mertebe işleri yoksa bu dönemlerde daha çok zamanlarını evlerinde geçirmelerinde fayda vardır. Bir de Denizli için dikkat çekmek istediğim bir başka konu katı yakıtlar. Biliyoruz ki Denizli’de 2007 yılından sonra doğal gaza geçildi. 2007’den önce Denizli’de daha çok katı yakıt madde kullanılıyordu ve hava kirliliği Türkiye’de çok fazlaydı. Ancak 2007’den sonra özellikle Çevre Mühendislerinin yaptığı araştırma ve ölçümlerde ciddi oranda hava kirliliğinin azaldığını görmekteyiz. O yüzden ısınmamızda; katı yakıttan doğal gaza geçilmesi hava kirliliği açısından çok önemli bir gelişme” şeklinde konuştu.
 
banner209
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Anne sütü bebeği enfeksiyonlara karşı koruyor
1-7 Ağustos Emzirme Haftasında anne sütünün önemine dikkat çeken Özel Egekent Hastanesi Çocuk Sağlığı...

Haberi Oku