Yunan cephaneliğini Denizlili kahraman havaya uçurdu
Milli Mücadele’nin başlangıcını İzmir işgalinden yola çıkarak anlatan Vatanım Sensin dizisinin dün akşamki bölümünde Yunan cephaneliği havaya uçuruldu. O sahneyi Kurtuluş Savaşı’nda Denizlili istihbarat subayı Fahri Akçakoca 9 vagon silahı havaya uçurarak Salihli’de gerçekleştirmişti.
İSTİHBARAT SUBAYIYDI
O sahnenin gerçeğini ise Denizlili bir kahraman gerçekleştirmişti. Denizli’de şu anda ismi bir anaokuluna verilen Fahri Akçakoca, dönemin önemli istihbarat subaylarından biriydi.
ANILARI KİTAPTA TOPLANDI
Mustafa Kemal Atatürk’ün de övgüyle bahsettiği Akçakoca’nın anıları, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof.Dr. Önder Göçgün’ün kaleme aldığı Fahri Akçakoca Akça ve Çalışmaları isimli kitapta toplandı.
KEŞİF İÇİN GÖNDERİLDİ
Kitaba göre; Akçakoca, tıpkı dizinin dün akşamki bölümünde olduğu gibi 9 vagon dolusu Yunan cephaneliğini havaya uçurmuştu. Yunanların silah durumunu ve hareketlerini rapor etmek için görevlendirilen Akçakoca vagonların silahla dolu olduğunu duyduğu bölümü şöyle anlatıyor:
PATLATSAM NE OLUR Kİ?
“Kendi kendime, ‘Acaba bu cephaneleri havaya uçurabilir miyim?’ diye düşünüyordum. Gerçi benden böyle bir hizmet istenmiyordu. Sadece bunların muhtevalarını öğrenmem ve bunu İzmir’deki bir adrese bildirmem talep ediliyordu. Fakat ben, ayni zamanda bunları havaya uçurmanın bir yolunu bulacak olursam, az mı şerefli bir iş görmüş olacaktım?
BU KURŞUNLAR BİZE SIKILACAK
Bu vagonlar dolusu obüsler, fişekler ve el bombaları bize karşı kullanılacak değil miydi? Bunlar, vatanın kutsal namusuna biraz daha sokulmak yolunda kullanılmayacak mıydı? Kim bilir hangi temiz vatan çocukları, bu vagonlar dolusu kurşun ve obüse göğüslerini siper edeceklerdi? Herhalde onları yok etmenin bir yolunu bulacak olursam, sevgili vatanıma büyük bir hizmette bulunacaktım.”
O ANLAR
Akçakoca; Kula’dan bulduğu bir atla Salihli’ye kadar gelip vagonları patlattığı bölümü ise şöyle aktarıyor:
“Ellerim cebimde olarak yavaş yavaş istasyona girdim. Oradan karşı tarafa geçtim ve cephane vagonlarının bulunduğunu öğrendiğim kör hatta doğru ilerledim. Ortalık tam bir sessizlik içinde idi. On dakika kadar süren bir yürüyüşten sonra karanlıkta uzaktan vagonların gölgesi belirdi.
9 VAGON DOLUSU SİLAH
İşte, cephane vagonları bunlar olmalıydı. Kalbim âdeta yerinden kopacakmış gibi çarpıyordu. Hemen oturduğum yere çöktüm ve dinlemeğe başladım. Hiçbir ses duymayınca, bu sefer vagonların tam ortasına doğru sürüne sürüne yaklaşmağa başladım. Şimdi artık vagonları daha iyi görüyordum. Yalnız bunların sayısı yedi değil, dokuzdu.
FİTİLİ YERLEŞTİRDİM VE
Yine yerde sürünerekten vagonların tam ortasındakine doğru yaklaştım. Bir dakika kadar bekledikten sonra, elimle vagonun altını yoklamağa başladım. Ve nihayet bir aralık buldum. Buradan dışarıya samanlar sarkıyordu. Hemen cebimden uzun çakmak fitillerini çıkararak soktum. İyice yerleştirdim.
ATEŞE VERDİM VE KAÇTIM
Sonra da fitilin diğer ucunu ateşledim. Tahmin ettiğime göre, ateş yirmi dakika ile yarım saat arasında samanlara sirayet edecekti. Artık büyük bir aksilik olmazsa, cephanelerin ateş alması pek ziyade muhtemeldi. Ondan sonra da yılan gibi sürünerekten geri çekildim. On dakika sonra ise, istasyona varmış ve ata atlayarak, Alaşehir yolunu tutmuş bulunuyordum.”
GÖKYÜZÜ AYDINLANDI
Akçakoca anılarında devamla, kısa süre sonra gökyüzünün aydınlandığı ve patlamanın büyük bir etki yarattığını söylüyor...