Denizli 1. Psikoloji Zirvesi gerçekleştirildi

Denizli özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Psikolojinin 5 öncü ismi, imzalı sertifikalı etkinlikte öğrenciler, akademisyenler ve psikolojiye ilgi duyanlarla buluştu. Yaklaşık 7 saat süren ve büyük ilgi gören etkinlikte, günümüzün en dikkat çekici sorunları ve çözüm yolları anlatıldı, katılımcıların hayat yolculuğunda yeni ufuklar açıldı. Etkinliğin sonunda katılımcılara sertifikaları verildi.

Uzun süredir beklenen Denizli 1. Psikoloji Zirvesi, Nihat Zeybekci Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Zirve beklendiği gibi yoğun bir katılıma sahne oldu.
 
“Önce kendini sev sonra sana iyi geleni sev” temasının işlendiği etkinlikte psikolojinin 5 öncü ismi öğrenciler, akademisyenler ve bu alana ilgi duyanlarla buluştu.
 
Zirvenin açılışında konuşan Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan, kent sosyal yaşamına hareket getiren bu tür etkinlikleri önemsediklerini belirterek, yoğun katılımdan dolayı mutlu olduklarını söyledi.
 
KARAKAŞ: “KARAR VERME SÜRECİNDE HEM DUYGU, HEM DE BEYİN KULLANILMALI”
Açılış konuşmasının ardından psikolojinin 5 öncü isminin katıldığı zirve başladı. İlk sunumu Prof. Dr. Sibel Karakaş yaptı. Karakaş sunumunda “duygu” konusunu ele aldı. Karakaş, duygunun karar verme sürecinde önemli bir faktör olduğunu, ancak sadece duygularla hareket edilmesi halinde ortaya çıkabilecek sonuçları aktardı. Karakaş, “Sadece duygumuzla ya da sadece beynimizle karar veremeyiz. Karar verme noktasında hem beyin, hem de duygu çok önemlidir” dedi.
 
ÖZKUL: “TOPLUM OLARAK HAYIR DİYEMİYORUZ”
5N1K Psiko Akademi Danışmanlık ve Eğitim Merkezi Denizli Şubesi Kurucusu Aile Danışma Ebru Özer Özkul ise, psikolojide empati ve sempati konularını ele aldı. Empatinin sorgulamadan “kendimi senin yerine koyuyorum” anlamı taşıdığını ifade eden Özkul, sempatinin ise “kişinin karşısındakinin duygu ve düşüncelerinin neler olduğunu önemsemeden, haklı ya da haksız olduğuna bakmadan, aynı duygu ve düşünceleri paylaşmak” olduğunu vurguladı.
 
Özkul, “Türk milletinin sınırlar koyma konusunda bir sorunu olduğunu düşünüyorum. Duvar örmeyi, sınır koymak sanıyoruz. Duvar örmek sınır koymak değildir. Duyguları kapatmaktır. Biz toplum olarak hayır diyemiyoruz. Nerede hayır diyeceğimizi de bilmiyoruz. Kötü olan şeylere hayır diyememek yaşamımızı olumsuz etkiliyor” dedi.
 
BATI: “KENDİNİZE YARATIM ALANI EDİNİN”
Prof. Dr. Uğur Batı da kararlar ve kararsızlıklar konularına değindi. Batı bir karar verirken gerçekten sevip sevmediğimize ya da aynı şeyi belki farklı bir versiyonla sevebileceğimizi vurguladı. Batı bu olayı yaşadığı bir olay ile şöyle anlattı:
 
“7 yaşındaki kızım sürekli çizgi film izliyordu. Kızımı direk çizgi filmden ayırmak yerine sevebileceği belgeseller izlettim. Önce kuşlardan başladık bir süre sonra kendisi ‘Baba bugün hangi belgeseli izleyeceğiz’ demeye başladı. Kızımı televizyondan kurtaramadım belki ama daha yararlı şeyler izlemesini sağladım.”
 
Mutlaka herkesin kendine özel bir alanı olması gerektiğini anlatan Batı, bunun için hobiler edinilmesinin önemini anlattı. Batı, “Hobileriniz sayesinde hem insanlardan biraz uzaklaşabilir, hem de insanlarla iç içe olmayı sağlayabilirsiniz. Bu size çok farklı ve huzurlu bir alan yaratabilir” dedi.
 
GÜLER: “TOPLUMDA KENDİNİZE BİR YER EDİNİN”
Klinik Psikolog Kahraman Güler ise bireylerin toplumda yer edinmesinin önemini anlattı, suçlamak ile anlamak arasındaki ilişkiye değindi.
 
Bireylerin toplumda kendilerine yer edinemedikleri hallerde ortaya ciddi sorunların çıktığını dile getiren Güler, suçlamanın her zaman anlamaktan kolay olduğunu kaydetti.

Güler, “Karşınızdakini suçlamak her zaman en kolay olandır. Eğer anlamaya çalışırsanız, bu sizin için değişimin başlangıcıdır. Anladığınızda ve hak verdiğinizde ise değişmişsiniz demektir. Bu nedenle suçlamak en kolaydır ve çoğu zaman bunu seçeriz” dedi.
 
Uzman eğitmenlerin sunumlarının ardından katılımcılara sertifikaları verildi.
 
 
 
 
 
 
Daha Fazla Haber