Tepeden inme bir cahil mi, hakkıyla gelmiş bir dahi mi: Yedi Sekiz Hasan Paşa

Bugün sizi Denizli’nin yetiştirdiği ama çok insanın ilk kez duyacağı bir karakterle tanıştıracağız. Mevkisine hak etmeden gelen insanlar için günümüzde bile halen kullanılan ‘Yedi Sekiz Hasan Paşa’ ifadesi olan Nikferli Hasan Paşa için tarihin tozlu yapraklarını sizler için karıştırdık...

TARİH KİTAPLARINDAKİ HASAN PAŞA
 
Yukarıdaki ifade Ekşi Sözlük’ten alındı. Çünkü Yedi Sekiz Hasan Paşa; bazı tarih kitaplarında da yazdığı gibi, askerde er iken Kafkas savaşlarında gösterdiği başarı nedeniyle  birden rütbesi yükseltilen, cahil ve mevkisini hak etmeyen biri olarak tanıtılıyor. Bu başarı sebebiyle paşa yapılıp İstanbul Beşiktaş’ın sorumluluğu kendisine verilen Yedi Sekiz Hasan Paşa’nı, Çırağan Sarayı baskını sırasında, din bilgisi tartışılan gazeteci Ali Suavi’yi döverek öldürdüğü için de Mabeyin Müşairliği (mareşallik) rütbesine yükseltildiği söylenir.
 
İSMİNİN YEDİ SEKİZ OLMASININ SEBEBİ
 
Hasan Paşa o kadar cahilmiş ki, imza atmayı bilmediğinden yukarıdaki gibi arapça 7 ve 8 rakamlarını yan yana yazarak uydurma bir imzası olmasından dolayı bu ismi almış.
 
AMA GERÇEK ÖYLE DEĞİL TABİİ Kİ
 
Şimdi sizi; Arşivci ve Tarih Uzmanı Muzaffer Çetin’in Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı’nın yayın organı Geçmişten Günümüze Denizli Dergisi’nde yayımlanan detaylı araştırmasıyla  gerçek Hasan Paşa ile tanıştıralım.
 
YEDİ SEKİZ HASAN PAŞA TAVAS NİKFERLİ
 
Tavas Nikfer doğumlu. Ki, dergideki araştırmada Nikfer’de onu tanıyan insanlarla yapılmış röportajlara da yer veriliyor. Yukarıdaki levha da Nikfer’deki bir sokaktan...
 
ERLİKTEN PAŞALIĞA YÜKSELMEDİ, OKULUNU OKUDU
 
13-14 yaşlarındayken, Yeniçeri Ocağı’na katılmak üzere İstanbula giden Hasan Paaşa, askeri okullar için öğrenci seçen heyet tarafından beğenilerek okula alınıyor.
 
İMZASI ASLINDA ÖYLE DEĞİL
 
İddia edildiği gibi Yedi Sekiz Hasan Paşa’nın imzası 7 ve 8 harflerinden oluşmuyor; Osmanlı arşivlerindeki belgelerde imzası yukarıdaki gibi...
 
O DENİZLİLİ BİR MAREŞAL
 
Kafkas harbinde gösterdiği üstün başarılarından sonra 1875 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Mirliva (Paşa) rütbesine ulaştı. Mabeyn Müşavirliği (Mareşallik)  rütbesine ise II’nci Abdülhamit döneminde layık görüldü.
 
İSTANBUL’DAKİ BU TARİHİ FIRIN İSE...
 
Onun uzun yıllar görev yaptığı Beşiktaş’ta bulunuyor ve Denizlili o mareşalin ismini halen taşıyor.
 
Daha Fazla Haber